TCK 155 Cezası Nedir? Güvenin Çöküşü Üzerine Bir Hikâye

Bazı hikâyeler vardır ki sadece hukukun değil, insan ruhunun da derinlerine iner. İşte bu, dostlukla ihaneti, sevgiyle adaleti, güvenle cezayı yan yana koyan o hikâyelerden biri… Belki sen de bir gün benzer bir durumla karşılaşmışsındır. Ve belki de “TCK 155 cezası nedir?” sorusu sadece bir hukuk maddesi olmaktan çok daha fazlası olur hayatında.

Güvenin Kırıldığı O Gün

Ali ve Elif, yıllardır süren dostluklarıyla çevrelerindekilere örnek gösterilen iki insandı. Ali; analitik düşünen, çözüm odaklı ve stratejik bir adamdı. Elif ise empatik yaklaşımı, ilişkileri yumuşatan sözleriyle herkesin sevdiği, insanlara dokunan bir kadındı. Onların dostluğu, birbirlerini tamamlayan bu iki farklı dünyanın mükemmel uyumuydu.

Bir gün Elif zor bir döneme girdi. Yeni kurduğu butik atölyesi maddi olarak çöküşün eşiğindeydi. Ali, düşünmeden elini uzattı. “İstersen sermayeyi ben koyayım. Sen işini büyüt, kazandığında ödersin,” dedi. Elif gözleri dolarak kabul etti. Söz bir kere verilmişti. Güven tamdı. Ortada ne bir sözleşme vardı ne de yazılı bir belge. Sadece bir dostun diğerine uzattığı el.

Güvenin Suça Dönüştüğü Nokta

Aylar geçti… Atölye büyüdü, işler yoluna girdi. Ama Elif bir daha parayı geri ödemekten hiç bahsetmedi. Ali birkaç kez ima etti, sonra açıkça sordu. Cevap hep aynıydı: “Şimdi zamanı değil.” Zaman ilerledikçe, dostluğun yerini sessizlik ve soğukluk aldı. Bir gün Ali, Elif’in kazandığı paralarla yeni bir yatırım yaptığını öğrendiğinde ise her şey değişti. Artık mesele sadece para değildi. Bu, güvenin suistimaliydi.

TCK 155: Güveni Kötüye Kullanma Suçu

İşte tam da burada TCK 155 devreye girer. Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesi, bir kişiye emanet edilen malın veya ekonomik değerin sahibinin rızasına aykırı biçimde kullanılması ya da inkar edilmesi hâlinde işlenen suçu tanımlar: Güveni kötüye kullanma.

TCK 155’e göre ceza:

• Basit şekliyle: 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası.
• Nitelikli haliyle (meslek, ticaret veya hizmet ilişkisi çerçevesinde işlenirse): 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve adli para cezası.

Yani Elif’in yaptığı gibi, güven temelinde teslim alınan bir değerin başka bir amaçla kullanılması, hukuken açıkça suçtur. Bu artık “yanlış anlaşılma” değil, “güveni kötüye kullanma”dır.

Bir Suçtan Daha Fazlası

Ali, konuyu mahkemeye taşıdığında Elif’in gözyaşları işe yaramadı. Hakim, “Bu mesele artık iki dost arasındaki bir kırgınlık değil, kamu düzenini ilgilendiren bir suçtur,” dedi. Elif, sadece bir parayı değil, bir insanın inancını da çalmıştı. Çünkü güven, parasal değeri olmayan ama en değerli şeydi.

Bu hikâyede asıl kırılma noktası, paranın kaybolması değildi. İnsan ilişkilerinde en temel yapı taşı olan güvenin yok olmasıydı. TCK 155 bu nedenle vardır: Çünkü hukuk, sadece maddi zararları değil, toplumsal güven dokusunu da korumak ister.

Erkek ve Kadın Zihniyetleri Arasında İnce Bir Çizgi

Ali, meseleyi stratejik şekilde çözüme ulaştırmak için mahkemeye başvurdu. Elif ise duygulara sığınarak dostluğu kurtarmaya çalıştı. Biri akılla, diğeri kalple hareket etti. Ama sonuçta her ikisi de şunu gördü: İyi niyet, hukukla sınırlandığında anlamlıdır. Sadece empati yetmez; güvenin hakkı da korunmalıdır.

Okuyucuya Düşen Soru

Peki siz olsaydınız, Ali gibi adaletin peşine mi düşerdiniz, yoksa Elif gibi ilişkileri onarmaya mı çalışırdınız? Bir dostluk için neleri affedebilir, neleri asla görmezden gelemezsiniz?

Sonuç: Güvenin Bedeli

“TCK 155 cezası nedir?” sorusunun cevabı, sadece bir maddeyle sınırlı değildir. Bu madde, ilişkilerdeki en kırılgan değeri—güveni—korur. Her ne kadar para, mal veya ekonomik çıkar gibi görünse de, gerçekte bu suçun özünde insanın insana inancı vardır. Ve bir kez yıkıldığında, ne kadar ceza verilirse verilsin, o güven kolay kolay onarılmaz.

Ali ve Elif’in hikâyesi, hukuk kitaplarından çıkıp hayatın tam ortasına oturan bir ders niteliğinde. Çünkü bazen adalet, bir paragrafta yazmaz; bir kalpte yankılanır. Ve TCK 155, tam da o yankının hukukta karşılık bulmuş hâlidir.